Mustafa Saygılı’nın Aziz Hatırasına
Mustafa Saygılı’nın Aziz Hatırasına Sevgiyle
Oldukça Garip Bir O Kadar Da Hüzünlü Bir Doğum Günü Mesajı
13 Mayıs 2001 yılında doğdun. 13 Mayıs hem babanın doğum günü hem anneler günü idi. 4 Nisan 2025 saat 1900 sularında ise yakalandığın amansız hastalık nedeniyle vefat ettiğin anlarda, hayata gözlerini yummana kayıtsız kalmak istemeyen gökyüzü duygularını gizleyemiyor, üzüntüsünü sicim gibi yağmur damlaları ile açıkça gösteriyordu. 5 Mayıs sabah saat 7.30 civarında naaşını İzmir’e taşıyan uçaktan almak için kargo uçaklarının bulunduğu meydanda toplananlar kan çanağına dönen gözleri ve üzüntüden yere yığılanlar ise toza bulanmış giysileri ile seni kaybetmenin onlarda bıraktığı derin etkileri dışa vuruyorlardı. Sonra cansız bedenini taşıyan cenaze arabasının peşinden Menemen’deki gasilhaneye doğru yola çıktık. Kaderimizde gasilhanedeki teneşir tahtasının üstünde bembeyaz hale gelen bedenine su tutmak ve gözyaşı dökmek de varmış. Bir sonraki durağımız ise cenaze namazının kılınması için Menemen’deki Mahkeme Camii idi. Seni tanıyan herkes varlığının çağrıştırdığı hatıralar eşliğinde eskiden olduğu gibi seninle son kez birlikte olabilmek için burada toplanmıştı. Üzüntüsünü gizlemeyi beceremeyen insanlardan bir tanesinin gözyaşları içinde, senin tedavine katkı sağlamak için arabasını satılığa çıkardığını anlattığına tanık oldum. 23 yıl 10 ay 11 gün devam eden hayatının sona ermesiyle naaşının bulunduğu tabutunun önünde kılınan cenaze namazından sonra Menemen’deki mezarlıkta toprağa verildin.
Şüphesiz bu konuda anlatılacak daha çok şey var. Ama burada sözü çok fazla uzatmak istemiyor ve seninle deneyimlediğim iki hatıradan yola çıkarak senin hayata bakışını birkaç kelimeyle de olsa ortaya koymanın boynumun borcu olduğunu düşünüyorum.
Bundan aşağı yukarı üç yıl önce bir limon fidanını evimizin önüne kadar getirip: “Dayı, bu ağacı evinin önüne dik. Benden size hatıra kalsın!” dediğinde, insan hayatının pamuk ipliğine bağlı olduğunu, başına neler geleceğini ön görmenin hiçbir şekilde mümkün olmadığını, bundan dolayı insanın tüm dikkatini “Baki kalan kubbede hoş bir sada bırakmaya” yönlendirmesi gerektiğini, hayatın diğer insanların hayatında güzel hatıralar aktarmakla güzelleşebileceğini, fındık kabuğunu bile doldurmayacak konular için hayatın heba edilemeyeceğini hiçbir kuşkuya yer bırakmaksızın anlatıyordun.
Aramızda geçen bir sohbette sen bana sigarayı bıraktığını anlattıktan sonra ben sana, belki de gayri ihtiyari olarak, “Peki diğer yeğenler ne yapıyor, onlar sigara içiyorlar mı?” diye sormuştum. Sen de oldukça nazik ve kibar bir şekilde “Dayı sen bunu en iyisi git kendilerine sor!” diye cevap verdiğinde kırdığım potun, yaptığım gafın farkına varabilmiş ve yirmi yaşında ete kemiğe büründürdüğün bu olgunluk karşısında şaşırıp kalmıştım.
Benim için önemli bu iki hatırayı aktardıktan sonra sadede gelelim istersen. Gerçi şimdi sen yazdıklarımı okuyabilecek ve bana cevap yazabilecek durumda değilsin. Ama seninle beraber geçirdiğimiz anlarda ortaya çıkan ve konuşulabilir, anlatılabilir olduğu için ölümsüzlüğe terfi eden (benim için) hatıraların yüzü suyu hürmetine, herhangi bir cevap beklemeksizin, doğum gününü kutluyorum.
İnsanın ne doğumunu, ne ölümünü, ne zekâ seviyesini, ne herhangi bir organının sağlıklı olup olamayacağını belirleyebilme gücüne sahip olduğu, “ananın, babanın, gardaşın dar gününde el” olduğu, insanın diğer insanın kurdu haline geldiği şu hayatta, sen her karşına çıkan insanı, ana, baba, gardaş, yeğen, kuzen olarak gördün. Kendi çıkarlarına odaklananların oluşturduğu kalabalıklar seni ne korkuttu, ne ürküttü, ne de kalabalığa sığındın, sadece kendine güvendin, kendine inandın, kendi yapabileceklerine odaklandın, hayatı paylaşmanın peşinde oldun. Kendin olabilmek için, kalabalıkların tam orta göbeğinde, hep yalnız olmayı, yalnız kalmayı tercih ettin, kendi yolunda yürüdün, düştün, kalktın, doğruldun, yine yoluna devam ettin. 23 yıl 10 ay 21 gün geçirdiğin bu hayatta ortaya çıkardığın varlığının, saygın kişiliğinin önünde saygı ile eğiliyorum sevgili yeğenim Mustafa Saygılı. Selam, saygı ve sevgiler.
Yorumlar
Yorum Gönder