Ya Tutarsa?
Ya Tutarsa?
Elindeki bir kaşık yoğurdun gölün suyunu yoğurda dönüştürmeyeceğinin, fiziksel ve kimyasal yasaların buna izin vermeyeceğinin, toplumun ise buna asla ve asla inanmayacağının, hatta herkesin kendisiyle alay edeceğinin bilincinde olmasına rağmen, yoğurt dolu kaşığı “Ya tutarsa?” diyerek koskoca gölün suyuyla buluşturmaktan, düşüncesini eyleme dönüştürmekten vazgeçmeyen Nasrettin Hoca’nın bu eyleminin arkasında yatan kişiliği irdelemek, anlamak, anlatabilmek adına, birkaç cümle kurmak gerekliliği epeydir yakama yapıştı, bir türlü de bırakacağa benzemiyor. Aşağıdaki satırlar bu yükü biraz da olsa hafifletecek sanki.
Ordulara, saraylara sahip olan, ünvanlarıyla, apoletleriyle konuşan, insanların ne giyeceklerine, ne içeceklerine, ne söyleyeceklerine karar verebileceklerini, sözleriyle kitleleri yönlendirebileceklerini, emirleriyle savaşları başlatabileceklerini, kazanabileceklerini düşünen, çıkarttıkları savaşlarda onbinlerce insanın katledilmesine neden olan, dünyaya hükmedebileceklerini zanneden nice padişahlar, krallar, komutanlar, sınırsız mal varlığına güvenen zenginler, toprağın altında unutulmuş, tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmuşlardır. Fakat ne ordusu, ne silahı, ne de kendine bağlı milis güçleri olan Nasrettin Hoca, bugün varlığını hala sürdürebilmektedir.
“Ya tutarsa?” dile getirilen düşüncelerin, gerçekleştirilen eylemlerin zamandan zamana, toplumdan topluma değişkenlik gösterebileceğini, mutlak iyinin de, mutlak kötünün de söz konusu olamayacağını, hatta değişmesi mümkün olmayan fiziksel ve kimyasal yasalara bile meydan okunabileceğini gösteren cesur ötesi bir eylemdir.
“Ya tutarsa?” ailesinin, akrabalarının, şehrindeki, ülkesindeki, komşu ülkelerdeki, hatta çok ötelerdeki toplumların kabuller dünyasına meydan okumaktan ziyade, toprak altında kalmaya, yok olmaya, unutulmaya mahkum olan bedeni diriltecek, diri kalmasını sağlayacak, toprak üstünde ebediyete kadar yaşamaya devam edecek bedenlerin düşünce dünyalarını aydınlatacak, özgürleştirecek mayadır.
Dile getirilecek düşünce, gerçekleştirilecek eylem, toplum ya da resmi kurumlar tarafından kabul edilmeyeceğini, yaptıklarına, söylediklerine tek bir kişinin inanmayacağını, toplumun kabuller dünyasında saçmalık, çılgınlık, hatta delilik olarak değerlendirilebileceğini bile bile, sistem karşıtlığına da, işgüzarlığına da eklemlenmeden, düzen bekçiliği de yapmadan, kendisine uygulanabilecek dayatmaların, şiddetin boyutu ne kadar dayanılmaz, ürkütücü, korkunç olursa olsun, yaşadığı dönemin otoritelerine, baskılarına göre değil, kendi gözüyle görebilmekten, gördüğünü, bildiğini, inandığını dile getirmekten, yaşamı kendi bakış açısıyla yorumlamaktan, hayatla buluşturmaktan kendi olma yolunda yürümekten, kendi kalabilmekten asla vazgeçmemek, ölüme, toprak altında kalmaya, unutulmaya mahkum olan bedene, ölümünden yüzyıllarca sonra bile, gelecek kuşaklara daha insancıl bir yaşamı anlatabilecek özellikler yükleme, hiçbir dayatmanın, zorbalığın sökemeyeceği gönüle girme mücadelesidir “Ya tutarsa”
Hiçkimsenin tutmaz dediği Nasrettin Hoca’nın mayası gölü yoğurda dönüştürmüştür. Yiyebildiğiniz kadar yiyin. Afiyet olsun.
Elindeki bir kaşık yoğurdun gölün suyunu yoğurda dönüştürmeyeceğinin, fiziksel ve kimyasal yasaların buna izin vermeyeceğinin, toplumun ise buna asla ve asla inanmayacağının, hatta herkesin kendisiyle alay edeceğinin bilincinde olmasına rağmen, yoğurt dolu kaşığı “Ya tutarsa?” diyerek koskoca gölün suyuyla buluşturmaktan, düşüncesini eyleme dönüştürmekten vazgeçmeyen Nasrettin Hoca’nın bu eyleminin arkasında yatan kişiliği irdelemek, anlamak, anlatabilmek adına, birkaç cümle kurmak gerekliliği epeydir yakama yapıştı, bir türlü de bırakacağa benzemiyor. Aşağıdaki satırlar bu yükü biraz da olsa hafifletecek sanki.
Ordulara, saraylara sahip olan, ünvanlarıyla, apoletleriyle konuşan, insanların ne giyeceklerine, ne içeceklerine, ne söyleyeceklerine karar verebileceklerini, sözleriyle kitleleri yönlendirebileceklerini, emirleriyle savaşları başlatabileceklerini, kazanabileceklerini düşünen, çıkarttıkları savaşlarda onbinlerce insanın katledilmesine neden olan, dünyaya hükmedebileceklerini zanneden nice padişahlar, krallar, komutanlar, sınırsız mal varlığına güvenen zenginler, toprağın altında unutulmuş, tarihin karanlık dehlizlerinde kaybolmuşlardır. Fakat ne ordusu, ne silahı, ne de kendine bağlı milis güçleri olan Nasrettin Hoca, bugün varlığını hala sürdürebilmektedir.
“Ya tutarsa?” dile getirilen düşüncelerin, gerçekleştirilen eylemlerin zamandan zamana, toplumdan topluma değişkenlik gösterebileceğini, mutlak iyinin de, mutlak kötünün de söz konusu olamayacağını, hatta değişmesi mümkün olmayan fiziksel ve kimyasal yasalara bile meydan okunabileceğini gösteren cesur ötesi bir eylemdir.
“Ya tutarsa?” ailesinin, akrabalarının, şehrindeki, ülkesindeki, komşu ülkelerdeki, hatta çok ötelerdeki toplumların kabuller dünyasına meydan okumaktan ziyade, toprak altında kalmaya, yok olmaya, unutulmaya mahkum olan bedeni diriltecek, diri kalmasını sağlayacak, toprak üstünde ebediyete kadar yaşamaya devam edecek bedenlerin düşünce dünyalarını aydınlatacak, özgürleştirecek mayadır.
Dile getirilecek düşünce, gerçekleştirilecek eylem, toplum ya da resmi kurumlar tarafından kabul edilmeyeceğini, yaptıklarına, söylediklerine tek bir kişinin inanmayacağını, toplumun kabuller dünyasında saçmalık, çılgınlık, hatta delilik olarak değerlendirilebileceğini bile bile, sistem karşıtlığına da, işgüzarlığına da eklemlenmeden, düzen bekçiliği de yapmadan, kendisine uygulanabilecek dayatmaların, şiddetin boyutu ne kadar dayanılmaz, ürkütücü, korkunç olursa olsun, yaşadığı dönemin otoritelerine, baskılarına göre değil, kendi gözüyle görebilmekten, gördüğünü, bildiğini, inandığını dile getirmekten, yaşamı kendi bakış açısıyla yorumlamaktan, hayatla buluşturmaktan kendi olma yolunda yürümekten, kendi kalabilmekten asla vazgeçmemek, ölüme, toprak altında kalmaya, unutulmaya mahkum olan bedene, ölümünden yüzyıllarca sonra bile, gelecek kuşaklara daha insancıl bir yaşamı anlatabilecek özellikler yükleme, hiçbir dayatmanın, zorbalığın sökemeyeceği gönüle girme mücadelesidir “Ya tutarsa”
Hiçkimsenin tutmaz dediği Nasrettin Hoca’nın mayası gölü yoğurda dönüştürmüştür. Yiyebildiğiniz kadar yiyin. Afiyet olsun.
Yorumlar
Yorum Gönder